türkislam74
Uzman Onbaşı
Fetih Suresi
Fetih Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîym
1- Innâ fetahnâ leke fethan mübiynâ. 2- Liyagfire
lekâllahü mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve
yütimme ni’metehü aleyke ve yehdiyeke sırâtan müs
tekıymen. 3- Ve yensurekâllahü nasren aziyzâ. 4-
Hüvelleziy enzelessekiynete fiy kulûbilmü’miniyne liyezdâdû
iymânen ma’a iymânihim ve lillâhi cünûdüssemâvâti vel’ard
ve kânallâhü aliymen hakiymâ. 5- Liyüdhilelmü’miniyne
velmü’minâti cennâtin tecriy min tahtihel’enhârü hâlidiyne
fiyha ve yükeffire anhüm seyyiâtihim ve kâne zâlike indallahi
fevzen azıymâ. 6- Ve yü’azzibelmünâfikıyne velmünâfikaâti
velmüşrikiyne velmüşrikâtizzânniyne billâhi zannessev’
aleyhim dâiretüssev’ ve gadiballahü aleyhim ve le’anehüm
ve e’addelehüm cehennem ve sâet masıyrâ. 7- Ve lillâhi
cünûdüssemâvâti vel’ard ve kânallahü aziyzen hakiymâ. 8-
Innâ erselnâke şâhiden ve mübeşşiren ve neziyrâ. 9-
Litü’minû billâhi ve resûlihî ve tü’azzirûhü ve tüvakkırûh ve
tesebbihûhü bükreten ve asıylâ. 10- Innelleziyne
yübâyi’âuneke innemâ yübâyi’ûnallah yedüllahi fevka
eydiyhim femen nekese feinnemâ yenküsü alâ nefsih ve men
evfâ bimâ âhhede aleyhullahe feseyü’tiyhi ecren azıym’â. 11-
Seyekuûlü lekelmuhallefûne minel’a’râbi şegaletnâ emvâlünâ
ve ehlünâ festagfirlena yekuûlûne bielsinetihim mâ leyse fil
kulûbihim kul femen yemlikü leküm minallahi şey’en in
erâdebiküm darren ev erâdebiküm darren ev erâdebiküm
nef’â bel kânallahü bimâ ta’melûne habiyrâ. 12- Bel
zanentüm en len yenkaliberresûlü velmü’minûne ilâ ehliyhim
ebeden ve züyyine zâlike fil kulûbiküm ve zanentüm
zennessev’ ve küntüm kavmen bûrâ. 13- Ve men lem yü’min
billâhi ve resûlihi feinnâ a’tednâ lilkâfiriyne sa’ıyrâ. 14- Ve
lillâhi mülküssemâvâti vel’ard yagfirü limen yeşâü ve
yu’azzibü men yeşâ’ ve kânallahü gafûren rahıymâ. 15-
Seyekuûlülmuhallefûne izentalaktüm ilâ megaânime
lite’huzühâ zerûnâ nettebi’küm yüriydûne en yübeddilû
kelâmallah kul len tetibûnâ kezâliküm kaâlallahü min kabl
feseyekuûlûne bel tahsüdûnenâ bel kânû lâ yefkahûne illâ
kaliylâ. 16- Kul lilmuhallefiyne minel’a’rabi setüd’avne ilâ
kavmin ûliy be’sin şediydin tükaâtilûnehüm ev yüslimûn fein
tütıy’û yü’tikümüllahü ecren hasenâ ve in tetevellev kemâ
tevelleytüm min kablü yü’azzibküm azâben eliymâ. 17-
Leyse alel’a’mâ harecün ve lâ alel’a’reci harecün ve lâ
alelmarıydı harec ve men yutı’ıllahe ve resûlehü yüdhılhü
cennâtin tecriy min tahttihel’enhâr ve men yetevelle
yü’azzibhü azâben eliymâ. 18- Lekad radiyallahü
anilmü’miniyne iz yübâyi’ûneke tahteşşecereti fe’alime mâ fiy
kulûbihim fe’enzelessekiynete aleyhim ve esâbehüm fethan
kariyben. 19- Ve megaânime kesiyreten ye’huzûnehâ ve
kânallahü aziyzen hakiymâ. 20- Ve’adekümüllahü
magaânime kesireten te’huzûnehâ fe’accele leküm hâzihî ve
kefe eydiyennâsi anküm ve litekûne âyeten lilmü’miniyne ve
yehdiyeküm sırâtan müstekıymâ. 21- Ve uhrâ lem takdirû
aleyhâ kad ahâtallahü bihâ ve kânallahü alâ külli şey’in
kadiyrâ. 22- Ve lev kaâtele kümülleziyne keferû
levellevül’edbâre sümme lâ yecidune veliyyen ve lâ nasıyrâ.
23- Sünnetallahilletiy kad halet min kabl ve len tecide
lisünnetillâhi tebdiylâ. 24- Ve hüvelleziy kefe eydiyehüm
anküm eydiyyeküm anhüm bibatni mekkete min ba’di en
azfereküm aleyhim ve kânallahü bimâ ta’melûne basıyrâ. 25-
Hümülleziyne keferû ve saddûküm anilmescidilharâmi
velhedye ma’kûfen en yeblüga mahılleh ve levlâ ricâlün
mü’minûne ve nisâün mü’minâtün lem ta’lemûhüm en
tetaûhüm fetüsıybeküm minhüm ma’arretün bigayri ilm
liyüdhılallahü fiy rahmetihî men yeşâ’ lev tezeyyelû
le’azzebnelleziyne keferû minhüm azâben eliymâ. 26- Iz
ce’alelleziyne keferû fiy kulûbihmülhamiyyete
hamiyyetelcâhiliyyeti fe’enzelallahü sekiynetehû alâ resûlihi
ve alelmü’miniyne ve elzemehüm kelimetettakvâ ve kânû
ehakka bihâ ve ehlehâ ve kânallahü bikülli şey’in aliymâ. 27-
Lekad sedekallahü resûlehürrü’yâ bilhakk letedhulünnel
mescidelharâme inşâ’allahü âminiyne muhallikıyne rüuseküm
ve mukassırıyne lâ tehâfûn fe’alime mâ lem ta’lemû fece’ale
min dûni zâlike fethan kariybâ. 28- Hüvelleziy ersele
resûlehü bilhüdâ ve diynilhakkı liyuzhirehü aleddiyni küllih ve
kefâ billâhi şehiydâ. 29- Muhammedün resûlullah velleziyne
ma’ahû eşiddâü alelküffâri rühamâü beynehüm terâhüm
rükke’an süccedâ yebteguûne faldan minallahi ve rıdvânen
siymâhüm fiy vücûhihim min eserisssücûd zâlike meselühüm
fittevrât ve meselühüm fiyh’inciyl kezer’ın ahrece şat’ehü
feâzerehü festagleza festevâ alâ sûkıhî yü’cibüzzürrâğ
liyegıyza bilhimülküffâr ve’adallahülleziyne âmenû ve
amilûssâlihâti minhüm magfireten ve ecren azıymâ.
Bismillâhirrahmânirrahîym
1- Biz sana doğrusu açtık; feth-i mubiyn’i (apaçık, parlak
zafer) verdik… 2- Ki böylece Allah, geçmiş ve gelecek
zenbini mağfiret eder, senin üzerindeki nimetini tamamlar,
sana hidayet eder. 3- Allah, üstün zaferle sana yardım eder
ki, Aziz’dir. 4- O’dur mü’minlerin kalplerine güven (sekinet)
indiren… imanlarını bir kat daha arttırsınlar diye… Semavat
ve arz’ın orduları Allah’ındır. Allah, Aliym’dir, Hakiym’dir.5-
(İşte bu sekine) Erkek ve kadın mü’minlerin, altlarından
nehirler akan, ebedi olarak kalacakları cennetlere dahil
olmaları ve onlara mağfiret etmesi (günahlarını örtmesi)
içindir… Bu, Allah’ın katında büyük bir kurtuluştur. 6- Bir de
münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik (Allah’a
ortak koşan) erkeklere ve kadınlara; Allah hakkında kötü zan
da bulunanlara azap etmesi içindir ki, kötülük girdabı
(çemberi) başlarına döndü… (Çünkü) Allah, onların aleyhine
ğadab etmiş, onları la’netlemiş, kendilerine cehennem
hazırlanmıştır… orası, ne kötü dönüş yeridir. 7- Semavat’ın
ve arz’ın orduları Allah’ındır. Allah, Aziz’dir, Hakiym’dir. 8-
Muhakkak biz seni şahîd, müjdeleyici ve uyarıcı olarak
gönderdik. 9- Ki, Allah’a ve O’nun Rasulu’ne iman ediniz,
O’na yardım edin ve Ona tazim edin, sabah ve akşama yakın
zamanlarda O’nu tesbih edin.. 10- Muhakkak sana biat
edenler ki, ancak onlar; Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın
kudret eli onların ellerinin üzerindeydi. Kim bozarsa ancak
kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’la olan ahdine vefa
gösterirse, Allah ona çok büyük bir mükafat verecektir. 11-
Araplardan (bedevilerden) seferden geri bırakılanlar sana
diyecek: “Bizi mallarımız ve ehlimiz (çoluk çocuğumuz)
alıkoydu, artık bizim için mağfiret dile.” Onlar, kalplerinde
olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: Şayet Allah, size bir
zarar dilerse, yahut fayda murad ederse… sizin için
Allah’dan (başkası) kim bir şeye malik olabilir? Hayır,
doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 12- Doğrusu siz
zannettiniz ki; Rasulullah ve mü’minler ailelerine ebedi olarak
bir daha dönmeyecekler. Böylece bu düşünce kalplerinizde
süslenildi de, kötü zanda bulundunuz ve helâk olmayı
hakkeden bir kavim oldunuz. 13- Kim Allah ve Rasulü’ne
iman etmezse, şüphesiz biz kâfirler için çılgın bir ateş
hazırladık. 14- Semavat’ın ve arz’ın mülkü Allah’ındır. O
dilediği kimseye mağfiret eder ve dilediğini de azaba terk
eder. Allah çok bağışlayan Ğafur’dur, merhamet sahibi
(Rahiym)dir. 15- Ganimetleri kalkıp almaya gittiğiniz vakit
seferden geri bırakılan araplar (bedeviler): “Bizi bırakın, size
tâbi olalım. Diyecek… Allah’ın kelamındaki hükmü
değiştirmek isteyeceklerdir. De ki: Siz bizim ardımızdan asla
gelmeyeceksiniz. Allah, bundan önce hakkınızda böyle
buyurdu. Hemen diyecekler: “Hayır! Siz bizi
kıskanıyorsunuz.” Doğrusu pek azı müstesna onlar
anlayışları az olanlardır. 16- Seferden geri bırakılan Araplar’a
(bedevilere) de ki: Siz ilerde çok kuvvetli, şedit bir kavme
cihat için çağırılacaksınız onlarla ya harp edeceksiniz veya
onlar müslüman olurlar. Eğer emre itaat ederseniz Allah size
güzel bir ecir verir. Eğer bundan önce döndüğünüz gibi yüz
çevirir dönerseniz Sizi elim bir azapla azaplandırırız. 17-
Köre, topala ve hasta olana zorlama yoktur. Kim Allah ve
Rasulüne itaat ederse onu altından nehirler akan cennetlere
koyar. Ve kim de yüzçevirirse onu acıklı bir azapla
azaplandırır. 18- And olsun ki o ağacın altında sana biat
ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Onların
kalblerindeki doğruluğu bildi, üzerlerine huzur ve sekine
indirdi ve onlara feth-i kariyb’i (yakın bir fetih) bahşetti. 19-
Ve elde edecekleri birçok ganimetle de mükâfatlandırdı.
Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. 20- Allah size elde edeceğiniz pek
çok ganimetler de vaat buyurmuştur. Şimdilik bunu size
peşin vermiş, insanların kötü niyet elini sizden çekmiştir ki,
mü’minler için ibret olsun ve sizi sırat-ı mustakiym’e hidayete
eriştirsin diye. 21.22- Size henüz takdir edilmemiş başka
verilecek şeyler de var… Allah’ın ihata ettiği ganimetler.
Allah, herşey’e Kadir’dir. Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı
mutlaka arkalarını döner kaçarlardı. Sonra da ne bir
koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı. 23- Allah’ın daha
önceden süre gelen sünneti budur. Allah’ın sünnetinde asla
bir değiştirme bulamazsın. 24- Mekke’nin ortasında
(karnında) size onlara karşı bir zafer verdikten sonra onların
elini sizin üzerinizden çeken ve sizin ellerinizi de onlardan
çeken O’dur. Allah, Basîr (bütün yaptıklarınızı algılayan,
gören)dir. 25- Onlar, o kimseler ki kâfir olup sizi Mescid-i
Haram’dan men ettiler, hediye kurbanlıkları beklettiler, yerine
ulaşmasını men ettiler… Eğer onların içinde tanımadığınız
(bilemediğiniz) bir takım mü’min erkek ve mü’min kadınları
çiğneyerek ezmeniz olmasaydı… ki, bundan (bilginiz
olmamasına rağmen) size bir vebal isabet etmiş olurdu.. (İşte
bu savaşı önlememizin sebebi) dilediğini rahmetine koymak
içindir… Eğer onlar kâfirlerden ayrılabilselerdi onlardan
küfredenleri muhakkak elim bir azaba duçar ederdik. 26- O
vakit kâfirler, kalplerinde taassup gayretini kaynattılar. O,
cahillikten gelen taassuptu. Allah da Rasulü’nün ve
mü’minlerin üzerine huzur ve sekinetini indirmiş ve onlara
takva kelimesinin manasını ilham buyurmuştu. Onlar da
buna layık ve ehildiler. Ve Allah her şeyi en iyi bilen Alîm’dir.
27- And olsun Allah, Rasulü’ne rüyasını hakk (hakikatini)
olarak gösterdi, tasdik etti. İnşallah başlarınızı traş etmiş
veya kısaltarak emniyet içinde mutlaka Mescid-i Haram’a
korkusuzca gireceksiniz… Allah, sizin bilmediklerinizi bildi.
Bu fetihten önce yakın bir fetih yaptı. 28- O, Rasulu’nü
hidayet ve hak dinle gönderdi. Ta ki onu bütün dinlere üstün
kılsın. Şahid olarak Allah yeter. 29- Muhammed Allah
Rasulu’dür. Onunla beraber bulunanlar kâfirlere karşı çok
şiddetlidirler. Kendi aralarında merhametlidirler. Onları rüku
ederken, secde ederken görürsün. Allah’tan fazlı ihsanını ve
rızasını talep ederler. Onların simaları nurlu ve secde
eserleri yüzlerinde parlar. Bu onların Tevrat’da ki vasıflarıdır.
Onların İncil’de ki vasıfları da şöyledir: Ekine benzer; o
filizlerini çıkarmış sonra kuvvetlendirmiştir, sonra irileşip
kalınlaşmış sonra gövdesi üzerine doğrulmuştur… Çiftçilerin
hoşuna gider. Bu benzetme kâfirleri kızdırmak içindir. Allah,
iman edip salih amel işleyenlere vaat buyurmuştur, Onlar için
mağfiret ve çok büyük ecir vardır.
Mülk Suresi






Fetih Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîym
1- Innâ fetahnâ leke fethan mübiynâ. 2- Liyagfire
lekâllahü mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve
yütimme ni’metehü aleyke ve yehdiyeke sırâtan müs
tekıymen. 3- Ve yensurekâllahü nasren aziyzâ. 4-
Hüvelleziy enzelessekiynete fiy kulûbilmü’miniyne liyezdâdû
iymânen ma’a iymânihim ve lillâhi cünûdüssemâvâti vel’ard
ve kânallâhü aliymen hakiymâ. 5- Liyüdhilelmü’miniyne
velmü’minâti cennâtin tecriy min tahtihel’enhârü hâlidiyne
fiyha ve yükeffire anhüm seyyiâtihim ve kâne zâlike indallahi
fevzen azıymâ. 6- Ve yü’azzibelmünâfikıyne velmünâfikaâti
velmüşrikiyne velmüşrikâtizzânniyne billâhi zannessev’
aleyhim dâiretüssev’ ve gadiballahü aleyhim ve le’anehüm
ve e’addelehüm cehennem ve sâet masıyrâ. 7- Ve lillâhi
cünûdüssemâvâti vel’ard ve kânallahü aziyzen hakiymâ. 8-
Innâ erselnâke şâhiden ve mübeşşiren ve neziyrâ. 9-
Litü’minû billâhi ve resûlihî ve tü’azzirûhü ve tüvakkırûh ve
tesebbihûhü bükreten ve asıylâ. 10- Innelleziyne
yübâyi’âuneke innemâ yübâyi’ûnallah yedüllahi fevka
eydiyhim femen nekese feinnemâ yenküsü alâ nefsih ve men
evfâ bimâ âhhede aleyhullahe feseyü’tiyhi ecren azıym’â. 11-
Seyekuûlü lekelmuhallefûne minel’a’râbi şegaletnâ emvâlünâ
ve ehlünâ festagfirlena yekuûlûne bielsinetihim mâ leyse fil
kulûbihim kul femen yemlikü leküm minallahi şey’en in
erâdebiküm darren ev erâdebiküm darren ev erâdebiküm
nef’â bel kânallahü bimâ ta’melûne habiyrâ. 12- Bel
zanentüm en len yenkaliberresûlü velmü’minûne ilâ ehliyhim
ebeden ve züyyine zâlike fil kulûbiküm ve zanentüm
zennessev’ ve küntüm kavmen bûrâ. 13- Ve men lem yü’min
billâhi ve resûlihi feinnâ a’tednâ lilkâfiriyne sa’ıyrâ. 14- Ve
lillâhi mülküssemâvâti vel’ard yagfirü limen yeşâü ve
yu’azzibü men yeşâ’ ve kânallahü gafûren rahıymâ. 15-
Seyekuûlülmuhallefûne izentalaktüm ilâ megaânime
lite’huzühâ zerûnâ nettebi’küm yüriydûne en yübeddilû
kelâmallah kul len tetibûnâ kezâliküm kaâlallahü min kabl
feseyekuûlûne bel tahsüdûnenâ bel kânû lâ yefkahûne illâ
kaliylâ. 16- Kul lilmuhallefiyne minel’a’rabi setüd’avne ilâ
kavmin ûliy be’sin şediydin tükaâtilûnehüm ev yüslimûn fein
tütıy’û yü’tikümüllahü ecren hasenâ ve in tetevellev kemâ
tevelleytüm min kablü yü’azzibküm azâben eliymâ. 17-
Leyse alel’a’mâ harecün ve lâ alel’a’reci harecün ve lâ
alelmarıydı harec ve men yutı’ıllahe ve resûlehü yüdhılhü
cennâtin tecriy min tahttihel’enhâr ve men yetevelle
yü’azzibhü azâben eliymâ. 18- Lekad radiyallahü
anilmü’miniyne iz yübâyi’ûneke tahteşşecereti fe’alime mâ fiy
kulûbihim fe’enzelessekiynete aleyhim ve esâbehüm fethan
kariyben. 19- Ve megaânime kesiyreten ye’huzûnehâ ve
kânallahü aziyzen hakiymâ. 20- Ve’adekümüllahü
magaânime kesireten te’huzûnehâ fe’accele leküm hâzihî ve
kefe eydiyennâsi anküm ve litekûne âyeten lilmü’miniyne ve
yehdiyeküm sırâtan müstekıymâ. 21- Ve uhrâ lem takdirû
aleyhâ kad ahâtallahü bihâ ve kânallahü alâ külli şey’in
kadiyrâ. 22- Ve lev kaâtele kümülleziyne keferû
levellevül’edbâre sümme lâ yecidune veliyyen ve lâ nasıyrâ.
23- Sünnetallahilletiy kad halet min kabl ve len tecide
lisünnetillâhi tebdiylâ. 24- Ve hüvelleziy kefe eydiyehüm
anküm eydiyyeküm anhüm bibatni mekkete min ba’di en
azfereküm aleyhim ve kânallahü bimâ ta’melûne basıyrâ. 25-
Hümülleziyne keferû ve saddûküm anilmescidilharâmi
velhedye ma’kûfen en yeblüga mahılleh ve levlâ ricâlün
mü’minûne ve nisâün mü’minâtün lem ta’lemûhüm en
tetaûhüm fetüsıybeküm minhüm ma’arretün bigayri ilm
liyüdhılallahü fiy rahmetihî men yeşâ’ lev tezeyyelû
le’azzebnelleziyne keferû minhüm azâben eliymâ. 26- Iz
ce’alelleziyne keferû fiy kulûbihmülhamiyyete
hamiyyetelcâhiliyyeti fe’enzelallahü sekiynetehû alâ resûlihi
ve alelmü’miniyne ve elzemehüm kelimetettakvâ ve kânû
ehakka bihâ ve ehlehâ ve kânallahü bikülli şey’in aliymâ. 27-
Lekad sedekallahü resûlehürrü’yâ bilhakk letedhulünnel
mescidelharâme inşâ’allahü âminiyne muhallikıyne rüuseküm
ve mukassırıyne lâ tehâfûn fe’alime mâ lem ta’lemû fece’ale
min dûni zâlike fethan kariybâ. 28- Hüvelleziy ersele
resûlehü bilhüdâ ve diynilhakkı liyuzhirehü aleddiyni küllih ve
kefâ billâhi şehiydâ. 29- Muhammedün resûlullah velleziyne
ma’ahû eşiddâü alelküffâri rühamâü beynehüm terâhüm
rükke’an süccedâ yebteguûne faldan minallahi ve rıdvânen
siymâhüm fiy vücûhihim min eserisssücûd zâlike meselühüm
fittevrât ve meselühüm fiyh’inciyl kezer’ın ahrece şat’ehü
feâzerehü festagleza festevâ alâ sûkıhî yü’cibüzzürrâğ
liyegıyza bilhimülküffâr ve’adallahülleziyne âmenû ve
amilûssâlihâti minhüm magfireten ve ecren azıymâ.
Bismillâhirrahmânirrahîym
1- Biz sana doğrusu açtık; feth-i mubiyn’i (apaçık, parlak
zafer) verdik… 2- Ki böylece Allah, geçmiş ve gelecek
zenbini mağfiret eder, senin üzerindeki nimetini tamamlar,
sana hidayet eder. 3- Allah, üstün zaferle sana yardım eder
ki, Aziz’dir. 4- O’dur mü’minlerin kalplerine güven (sekinet)
indiren… imanlarını bir kat daha arttırsınlar diye… Semavat
ve arz’ın orduları Allah’ındır. Allah, Aliym’dir, Hakiym’dir.5-
(İşte bu sekine) Erkek ve kadın mü’minlerin, altlarından
nehirler akan, ebedi olarak kalacakları cennetlere dahil
olmaları ve onlara mağfiret etmesi (günahlarını örtmesi)
içindir… Bu, Allah’ın katında büyük bir kurtuluştur. 6- Bir de
münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik (Allah’a
ortak koşan) erkeklere ve kadınlara; Allah hakkında kötü zan
da bulunanlara azap etmesi içindir ki, kötülük girdabı
(çemberi) başlarına döndü… (Çünkü) Allah, onların aleyhine
ğadab etmiş, onları la’netlemiş, kendilerine cehennem
hazırlanmıştır… orası, ne kötü dönüş yeridir. 7- Semavat’ın
ve arz’ın orduları Allah’ındır. Allah, Aziz’dir, Hakiym’dir. 8-
Muhakkak biz seni şahîd, müjdeleyici ve uyarıcı olarak
gönderdik. 9- Ki, Allah’a ve O’nun Rasulu’ne iman ediniz,
O’na yardım edin ve Ona tazim edin, sabah ve akşama yakın
zamanlarda O’nu tesbih edin.. 10- Muhakkak sana biat
edenler ki, ancak onlar; Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın
kudret eli onların ellerinin üzerindeydi. Kim bozarsa ancak
kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’la olan ahdine vefa
gösterirse, Allah ona çok büyük bir mükafat verecektir. 11-
Araplardan (bedevilerden) seferden geri bırakılanlar sana
diyecek: “Bizi mallarımız ve ehlimiz (çoluk çocuğumuz)
alıkoydu, artık bizim için mağfiret dile.” Onlar, kalplerinde
olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: Şayet Allah, size bir
zarar dilerse, yahut fayda murad ederse… sizin için
Allah’dan (başkası) kim bir şeye malik olabilir? Hayır,
doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 12- Doğrusu siz
zannettiniz ki; Rasulullah ve mü’minler ailelerine ebedi olarak
bir daha dönmeyecekler. Böylece bu düşünce kalplerinizde
süslenildi de, kötü zanda bulundunuz ve helâk olmayı
hakkeden bir kavim oldunuz. 13- Kim Allah ve Rasulü’ne
iman etmezse, şüphesiz biz kâfirler için çılgın bir ateş
hazırladık. 14- Semavat’ın ve arz’ın mülkü Allah’ındır. O
dilediği kimseye mağfiret eder ve dilediğini de azaba terk
eder. Allah çok bağışlayan Ğafur’dur, merhamet sahibi
(Rahiym)dir. 15- Ganimetleri kalkıp almaya gittiğiniz vakit
seferden geri bırakılan araplar (bedeviler): “Bizi bırakın, size
tâbi olalım. Diyecek… Allah’ın kelamındaki hükmü
değiştirmek isteyeceklerdir. De ki: Siz bizim ardımızdan asla
gelmeyeceksiniz. Allah, bundan önce hakkınızda böyle
buyurdu. Hemen diyecekler: “Hayır! Siz bizi
kıskanıyorsunuz.” Doğrusu pek azı müstesna onlar
anlayışları az olanlardır. 16- Seferden geri bırakılan Araplar’a
(bedevilere) de ki: Siz ilerde çok kuvvetli, şedit bir kavme
cihat için çağırılacaksınız onlarla ya harp edeceksiniz veya
onlar müslüman olurlar. Eğer emre itaat ederseniz Allah size
güzel bir ecir verir. Eğer bundan önce döndüğünüz gibi yüz
çevirir dönerseniz Sizi elim bir azapla azaplandırırız. 17-
Köre, topala ve hasta olana zorlama yoktur. Kim Allah ve
Rasulüne itaat ederse onu altından nehirler akan cennetlere
koyar. Ve kim de yüzçevirirse onu acıklı bir azapla
azaplandırır. 18- And olsun ki o ağacın altında sana biat
ederlerken Allah, o müminlerden razı olmuştur. Onların
kalblerindeki doğruluğu bildi, üzerlerine huzur ve sekine
indirdi ve onlara feth-i kariyb’i (yakın bir fetih) bahşetti. 19-
Ve elde edecekleri birçok ganimetle de mükâfatlandırdı.
Allah Azîz’dir, Hakîm’dir. 20- Allah size elde edeceğiniz pek
çok ganimetler de vaat buyurmuştur. Şimdilik bunu size
peşin vermiş, insanların kötü niyet elini sizden çekmiştir ki,
mü’minler için ibret olsun ve sizi sırat-ı mustakiym’e hidayete
eriştirsin diye. 21.22- Size henüz takdir edilmemiş başka
verilecek şeyler de var… Allah’ın ihata ettiği ganimetler.
Allah, herşey’e Kadir’dir. Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı
mutlaka arkalarını döner kaçarlardı. Sonra da ne bir
koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı. 23- Allah’ın daha
önceden süre gelen sünneti budur. Allah’ın sünnetinde asla
bir değiştirme bulamazsın. 24- Mekke’nin ortasında
(karnında) size onlara karşı bir zafer verdikten sonra onların
elini sizin üzerinizden çeken ve sizin ellerinizi de onlardan
çeken O’dur. Allah, Basîr (bütün yaptıklarınızı algılayan,
gören)dir. 25- Onlar, o kimseler ki kâfir olup sizi Mescid-i
Haram’dan men ettiler, hediye kurbanlıkları beklettiler, yerine
ulaşmasını men ettiler… Eğer onların içinde tanımadığınız
(bilemediğiniz) bir takım mü’min erkek ve mü’min kadınları
çiğneyerek ezmeniz olmasaydı… ki, bundan (bilginiz
olmamasına rağmen) size bir vebal isabet etmiş olurdu.. (İşte
bu savaşı önlememizin sebebi) dilediğini rahmetine koymak
içindir… Eğer onlar kâfirlerden ayrılabilselerdi onlardan
küfredenleri muhakkak elim bir azaba duçar ederdik. 26- O
vakit kâfirler, kalplerinde taassup gayretini kaynattılar. O,
cahillikten gelen taassuptu. Allah da Rasulü’nün ve
mü’minlerin üzerine huzur ve sekinetini indirmiş ve onlara
takva kelimesinin manasını ilham buyurmuştu. Onlar da
buna layık ve ehildiler. Ve Allah her şeyi en iyi bilen Alîm’dir.
27- And olsun Allah, Rasulü’ne rüyasını hakk (hakikatini)
olarak gösterdi, tasdik etti. İnşallah başlarınızı traş etmiş
veya kısaltarak emniyet içinde mutlaka Mescid-i Haram’a
korkusuzca gireceksiniz… Allah, sizin bilmediklerinizi bildi.
Bu fetihten önce yakın bir fetih yaptı. 28- O, Rasulu’nü
hidayet ve hak dinle gönderdi. Ta ki onu bütün dinlere üstün
kılsın. Şahid olarak Allah yeter. 29- Muhammed Allah
Rasulu’dür. Onunla beraber bulunanlar kâfirlere karşı çok
şiddetlidirler. Kendi aralarında merhametlidirler. Onları rüku
ederken, secde ederken görürsün. Allah’tan fazlı ihsanını ve
rızasını talep ederler. Onların simaları nurlu ve secde
eserleri yüzlerinde parlar. Bu onların Tevrat’da ki vasıflarıdır.
Onların İncil’de ki vasıfları da şöyledir: Ekine benzer; o
filizlerini çıkarmış sonra kuvvetlendirmiştir, sonra irileşip
kalınlaşmış sonra gövdesi üzerine doğrulmuştur… Çiftçilerin
hoşuna gider. Bu benzetme kâfirleri kızdırmak içindir. Allah,
iman edip salih amel işleyenlere vaat buyurmuştur, Onlar için
mağfiret ve çok büyük ecir vardır.
Mülk Suresi
Moderatör tarafında düzenlendi: