Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Tüm Yönleri İle Evliyalık Meselesi Evliya Kimdir Kim Değildir

ulvi

Sayfa Yönetici
Yönetici
Yönetici
Ulvi Hocalar
Önüne gelenin kendini evliya ilan ettiği, ve İman ve İtikat Esaslarına ters şeyleri benimseterek Din'i içten çürütüen bir kanser ve şeytanın insan versiyonu gibi hareket ettikleri şu dönemde insanların Gerçek Evliyalar ile cinin şeytanın oyuncağı olmuş sahte evliyaları ayırd edebilmesi için bu açıklama yazısını yazıyorum.

Öncelikle insanların şu dördünü birbirinden ayırt edebilmeyi öğrenmesi lazım.
1-) S........
2-) Tasarruf
3) İstidat
4-) Hissiyat

Bu dördü insanları neye taparlarsa tapsınlar, neye inanırlarsa inansınlar olağanüstü hal, keramet, istidraç gibi özelliklere sahip olmasını sağlayan şeylerdir.

1 _ ) S...... : Hakiki Evliyalar S....... Sahibi olurlar. Hakiki Evliyaların halidir. İnsanı Evliya yapan yada Maneviyatta yükselten ulaşmış olduğu S....... dir.

2 - ) Tasarruf : Tarikat virdleri, çeşitli virdler ve günlük okumalar, çeşitli dualar, azimetler, riyazet ve halvete kapanma, açlık ve uzlet, günlük zikirler sonucu ulaşıalan özelliklerdir.
Bu konuda İmaı Rabbani 'nin Sözlerine bakalım :

..................................................................................................

İmam-ı Rabbani (kuddise Sirruh) Mektubatta buyuruluyor ki; Açlık, uzlet, uykusuzluk gibi nefse zulüm olan şeyler, insanları bir manevi aleme doğru götürür. Bu insanın imanı varsa, bu insan mümin ise, bu hâl ikiye ayrılır. Ya arif olur, marifet ehli olur, veya keramet ehli olur.

Eğer mümin değilse, bid'at ehli veya dinsiz ise, onların da üstün halleri, cila sürülmüş bir tahtanın parlatılması gibidir. Cila sürülmüş tahtaya bakan kendini görür ama ateşe atılınca yanar. Çünki iman nurdur, bu cila küfürdür. Müminde ise bu, ayna gibidir. Mü'min olmayanda formika gibidir, cilalanmış ama keramet gibi görülen bazı şeylerin hepsi zuhur eder. Marifet ehlinin uğraşma sahası, konuşma sahası yalnız ahiretdir, Allah’tır. Hiç O'ndan başka birşeyle uğraşmaz. Keramet ehlininki ise hem hâlık, hem mahluk. Ama ne olursa olsun yine mahlukla uğraştığı için kibir olabilir. Çünki kerametlerini görüyorlar, uçuyor, gidiyor, geliyor. Bunların hepsi, tamamı harikadır yani fevkaladelikdir buyuruyor.. Peki, marifet ehli ile, harika ehli arasındaki fark nedir? Halık ile mahluk kadardır buyuruyor.


....................................................................................


Dikkat ederseniz havas ilminde geçen hadim ve hüddam davetlerinin, cin, şeytan davetlerinin tamamında açlık ve uzlet vardır ve mecburidir. Halvet, riyazet.
Bunun için zikir ve virdlerle gelen haller ve harikulade haller hemen Evliyalık olarak kabul edilemez ve bu halleri gösterenlere hemen Evliya denmez.

Nefsi islah etmek insanı Evliya edermi etmez. Nefsi islah etmek insanda üç şeyi arttırır
1-) Tasarrufu
2-) İstidatı
3) Hissiyatı

Cin şeytan davetlerinin çoğuda nefs islahı üzerinedir. Bunun için ister tarikat yoluyla isterse kendi başınıza çektiğiniz zikir ve virdlerin hiçbiri sizi Evliya etmez.
Sadece istidraç sahibi, tasarruf sahibi yada hissiyat sahibi eder.
Bunların bilinmemesinden dolayı tasarrufu yada hissiyatı genişlemiş yada açılmış insanların, şeyhlerin bolluğu yüzünden insanlar cinlerin şeytanların ellerine düşmeye başlamışlar, abuk subuk şeyler ilim olarak insanlara aksettirilmeye başlanmış, şeyhler arasında bol miktarda yüzyılda tek olması gereken gavslar, aslında olmayan bir makam sahibul zamanlık makamı, önüne her gelenin kutup olduğu ve ilan edildiği haller, kendini mehdi zanneden şeyhler almış başını bir çöp yığını gitmiş yüzyılı ve ilmi kirletmiştir.
Bunlardan bahseden Ayeti Şerife

40. Allah'ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?" diyeceği günü bir hatırla!

41. (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."


Bu insanlar Allah'tan yada Meleklerden ilham aldığını, kalbi keşf yaptıklarını, haydarı kerrar ahmağı gibi Meleklere emir ettiğini, kendini keşf ve keramet ehli zanneden, kendine makam üstüne makam yükleyen ve işine gelmeyen herşeyi red eden putperest inadına sahip ama dilinden dini ve İslamı hiç düşürmeyen kafayı yemiş cinin şeytanın oyuncağı olmuş bir güruhtur.
Başkaları bakar fal olur kendileri baktıklarında ise kalbi keşf yaptık der çıkarlar :)))
Halbuki aynı şeydir.

3) İstidat : Kısaca yetenek demektir. Budistlarn budası, yada bu yüzyılda bahsedilen tanrılık iddia eden yabancı insanlar, said nursi, Atatürk gibi insanlar istidat sahibi insanlara örnek verilebilir. İstidat sahibi insanlar yeteneklerini kendi düşüncelerine göre iyiyede kullanabilir, kötüyede.

4-) Hissiyat : En yaygın olanıdır, çok az miktarda tek başına olur. Genelde istidat sahiplerinde, tasarruf sahiplerinde, ve S..... Sahiplerindede olur.

İşte burda tehlike başar, hissiyatın başladığı yerde, İbadet Ehli olmadığı halde kalbim temiz diyerek yanılgıya düşenler, İbadet Ehli olduğu halde şeytanları Melek zannedenler ( haydarı kerrar ) gibi, kendini sahibul zaman ( kadiri şeyhi haydar baş, kadiri şeyhi ali efendi, kadiri şeyhi bilal efendi ), kutup, gavs zannedenler ( menzil şeyhleri, ve onların devamları ) erbil şeyhleri ), kendini Paygember Efendilerimiz'e İmamlık yapıyor zannedenler ( mihr iskender evrenosoğlu gibi ), kendini yüzyılın müceddidi zanneden said nursi bu tip insanlara örnek verilebilir.
Bunlardan haydar baş büyü ile hissiyatın, bilal efendi, menzil şeyhleri tasarruf ile hissiyatın bir araya geldiği insanlar, mihr iskender evrenosoğlu büyü ile hisisyatın bir araya geldiği, said nursi ise istidat ile hissiyatın bir araya geldiği insanlardır.
Dikkat edilirse bir sahibul zamanlık makamı diye bir makam gerçekte yoktur, diyelim var onların iddiasına göre yüzyılda tek olur, üç tanesini biz saydık daha çok var. Biri gerçekse diğerleri nedir o zaman.
Bu durumdada birbirlerini cincilikle ve cinlerin oyun ve tuzağına düşmekle uçlamaktadırlar. Halbuki kendi şeyhinden icazet almış, hepsinin sayısız cemaati olan, hepsinde keramet demeye çalıştıkları olağan üstü haller bulunan zatlardır. O zaman kendilerine icazet veren şeyhleride cinlerin oyuncağıydı ama geçmişe giderseniz en sonunda hepsi tek şeyhde toplanır. Ve cinci dedikleri şeyhlere icazet verenlerin kendi şeyhlerine icazet veren evliya dedikleri işnsan olduğunu görürsünüz.
İkincisi ise şeyhlik, gavslık, kutupluk babadan oğula geçmez, kimse makamla doğmaz.
İstidatda babadan oğlua pek geçmez binde bir çıkar.
S...... Sahibi olmakta babadan oğula geçmez binde bir çıkar. Ama tasarruf sahibi olmak babadan oğula geçer ve ibadet ehli olmasada olağanüstü hal ve özellikler insanda oluşur.
Buna en güzel örneği menzil şeyhleri ve yılancı hacılar oluşturur. Ünlü yılancı hacı içki içen bir insan olduğu halde okuduğu yılana ve zehire tesir etmektedir ve bu özellikleri babadan oğula geçmektedir.

İnsanları hataya düşüren kazanmış oldukları tasarruf yada istidat ( doğuştanda gelebilir ) ile hissiyatın birleşmesi sonucu kabul ettikleri ilham, his, kalbi keşf, keşf gibi hallerdir.
Said nursi burda aldığı ilhama Allah'tan demiştir halbuki ilhamı peri şahlarından padişah yusuftandır.
haydar baş almış olduğu ilhamla kendini evliya, sahibul zaman ve mehdi resul ilan etmiştir ama aldığı ilham şeytandandır.
Menzil şeyhleri almış oldukları ilhamla gavslığı kendilerine tapulamış ve babadan oğula geçirmeye kalkmışlardır halbuki aldıkları ilham cinlerden ve cin ruhanilerindendir.
Bu gibi durumlarda beş zümre hataya düşmekten kurtulabilir, biri gelen hiçbir ilhamı feyzi önemsemeyen kayıtsız şartsız Asrı Saadet 'e Teslim olan insanlar ( bizlerin insanları getirmeye çalıştığı nokta ), ikincisi M.... V...... İlmine sahip insanlar, üçüncüsü İlmi İsmet Sahipleri, dördüncüsü M...... Sahibi insanlar, beşincisi İ.... İ..... Sahibi insanlar.
Bunlardan M.... V..... İlmi Şerifine Sahip olanlar Alimdirler. M...... Sahibi Hazretler Alimdirler. İlmi İsmet Sahibi insanlar, İ.... İ...... Sahibi insanlar ve kayıtsız şartsız Asrı Saadet'e teslim olan insanlar ise Alimde olabilir cahilde.
Kökü Peygamberimiz'e Dayanan Nakli bırakarak kökünün nerden geldiği belli olmayan ilham, his ve keşf gibi hallere giderek onlara inanan insanlar batmaya ve kendileri ile etraflarını batırmaya mahkumdurlar.

İşte onların düşeceği hal Ayeti Şerife'de Bahsedilendir :

40. Allah'ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?" diyeceği günü bir hatırla!

41. (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
MaşaAllah Hocam ALLAH Razı olsun
 

polathoca

Uzman Onbaşı
Önüne gelenin kendini evliya ilan ettiği, ve İman ve İtikat Esaslarına ters şeyleri benimseterek Din'i içten çürütüen bir kanser ve şeytanın insan versiyonu gibi hareket ettikleri şu dönemde insanların Gerçek Evliyalar ile cinin şeytanın oyuncağı olmuş sahte evliyaları ayırd edebilmesi için bu açıklama yazısını yazıyorum.

Öncelikle insanların şu dördünü birbirinden ayırt edebilmeyi öğrenmesi lazım.
1-) S........
2-) Tasarruf
:relievedface: İstidat
4-) Hissiyat

Bu dördü insanları neye taparlarsa tapsınlar, neye inanırlarsa inansınlar olağanüstü hal, keramet, istidraç gibi özelliklere sahip olmasını sağlayan şeylerdir.

1 _ ) S...... : Hakiki Evliyalar S....... Sahibi olurlar. Hakiki Evliyaların halidir. İnsanı Evliya yapan yada Maneviyatta yükselten ulaşmış olduğu S....... dir.

2 - ) Tasarruf : Tarikat virdleri, çeşitli virdler ve günlük okumalar, çeşitli dualar, azimetler, riyazet ve halvete kapanma, açlık ve uzlet, günlük zikirler sonucu ulaşıalan özelliklerdir.
Bu konuda İmaı Rabbani 'nin Sözlerine bakalım :

..................................................................................................

İmam-ı Rabbani (kuddise Sirruh) Mektubatta buyuruluyor ki; Açlık, uzlet, uykusuzluk gibi nefse zulüm olan şeyler, insanları bir manevi aleme doğru götürür. Bu insanın imanı varsa, bu insan mümin ise, bu hâl ikiye ayrılır. Ya arif olur, marifet ehli olur, veya keramet ehli olur.

Eğer mümin değilse, bid'at ehli veya dinsiz ise, onların da üstün halleri, cila sürülmüş bir tahtanın parlatılması gibidir. Cila sürülmüş tahtaya bakan kendini görür ama ateşe atılınca yanar. Çünki iman nurdur, bu cila küfürdür. Müminde ise bu, ayna gibidir. Mü'min olmayanda formika gibidir, cilalanmış ama keramet gibi görülen bazı şeylerin hepsi zuhur eder. Marifet ehlinin uğraşma sahası, konuşma sahası yalnız ahiretdir, Allah’tır. Hiç O'ndan başka birşeyle uğraşmaz. Keramet ehlininki ise hem hâlık, hem mahluk. Ama ne olursa olsun yine mahlukla uğraştığı için kibir olabilir. Çünki kerametlerini görüyorlar, uçuyor, gidiyor, geliyor. Bunların hepsi, tamamı harikadır yani fevkaladelikdir buyuruyor.. Peki, marifet ehli ile, harika ehli arasındaki fark nedir? Halık ile mahluk kadardır buyuruyor.

....................................................................................


Dikkat ederseniz havas ilminde geçen hadim ve hüddam davetlerinin, cin, şeytan davetlerinin tamamında açlık ve uzlet vardır ve mecburidir. Halvet, riyazet.
Bunun için zikir ve virdlerle gelen haller ve harikulade haller hemen Evliyalık olarak kabul edilemez ve bu halleri gösterenlere hemen Evliya denmez.

Nefsi islah etmek insanı Evliya edermi etmez. Nefsi islah etmek insanda üç şeyi arttırır
1-) Tasarrufu
2-) İstidatı
:relievedface: Hissiyatı

Cin şeytan davetlerinin çoğuda nefs islahı üzerinedir. Bunun için ister tarikat yoluyla isterse kendi başınıza çektiğiniz zikir ve virdlerin hiçbiri sizi Evliya etmez.
Sadece istidraç sahibi, tasarruf sahibi yada hissiyat sahibi eder.
Bunların bilinmemesinden dolayı tasarrufu yada hissiyatı genişlemiş yada açılmış insanların, şeyhlerin bolluğu yüzünden insanlar cinlerin şeytanların ellerine düşmeye başlamışlar, abuk subuk şeyler ilim olarak insanlara aksettirilmeye başlanmış, şeyhler arasında bol miktarda yüzyılda tek olması gereken gavslar, aslında olmayan bir makam sahibul zamanlık makamı, önüne her gelenin kutup olduğu ve ilan edildiği haller, kendini mehdi zanneden şeyhler almış başını bir çöp yığını gitmiş yüzyılı ve ilmi kirletmiştir.
Bunlardan bahseden Ayeti Şerife

40. Allah'ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?" diyeceği günü bir hatırla!

41. (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."

Bu insanlar Allah'tan yada Meleklerden ilham aldığını, kalbi keşf yaptıklarını, haydarı kerrar ahmağı gibi Meleklere emir ettiğini, kendini keşf ve keramet ehli zanneden, kendine makam üstüne makam yükleyen ve işine gelmeyen herşeyi red eden putperest inadına sahip ama dilinden dini ve İslamı hiç düşürmeyen kafayı yemiş cinin şeytanın oyuncağı olmuş bir güruhtur.
Başkaları bakar fal olur kendileri baktıklarında ise kalbi keşf yaptık der çıkarlar :)))
Halbuki aynı şeydir.

:relievedface: İstidat : Kısaca yetenek demektir. Budistlarn budası, yada bu yüzyılda bahsedilen tanrılık iddia eden yabancı insanlar, said nursi, Atatürk gibi insanlar istidat sahibi insanlara örnek verilebilir. İstidat sahibi insanlar yeteneklerini kendi düşüncelerine göre iyiyede kullanabilir, kötüyede.

4-) Hissiyat : En yaygın olanıdır, çok az miktarda tek başına olur. Genelde istidat sahiplerinde, tasarruf sahiplerinde, ve S..... Sahiplerindede olur.

İşte burda tehlike başar, hissiyatın başladığı yerde, İbadet Ehli olmadığı halde kalbim temiz diyerek yanılgıya düşenler, İbadet Ehli olduğu halde şeytanları Melek zannedenler ( haydarı kerrar ) gibi, kendini sahibul zaman ( kadiri şeyhi haydar baş, kadiri şeyhi ali efendi, kadiri şeyhi bilal efendi ), kutup, gavs zannedenler ( menzil şeyhleri, ve onların devamları ) erbil şeyhleri ), kendini Paygember Efendilerimiz'e İmamlık yapıyor zannedenler ( mihr iskender evrenosoğlu gibi ), kendini yüzyılın müceddidi zanneden said nursi bu tip insanlara örnek verilebilir.
Bunlardan haydar baş büyü ile hissiyatın, bilal efendi, menzil şeyhleri tasarruf ile hissiyatın bir araya geldiği insanlar, mihr iskender evrenosoğlu büyü ile hisisyatın bir araya geldiği, said nursi ise istidat ile hissiyatın bir araya geldiği insanlardır.
Dikkat edilirse bir sahibul zamanlık makamı diye bir makam gerçekte yoktur, diyelim var onların iddiasına göre yüzyılda tek olur, üç tanesini biz saydık daha çok var. Biri gerçekse diğerleri nedir o zaman.
Bu durumdada birbirlerini cincilikle ve cinlerin oyun ve tuzağına düşmekle uçlamaktadırlar. Halbuki kendi şeyhinden icazet almış, hepsinin sayısız cemaati olan, hepsinde keramet demeye çalıştıkları olağan üstü haller bulunan zatlardır. O zaman kendilerine icazet veren şeyhleride cinlerin oyuncağıydı ama geçmişe giderseniz en sonunda hepsi tek şeyhde toplanır. Ve cinci dedikleri şeyhlere icazet verenlerin kendi şeyhlerine icazet veren evliya dedikleri işnsan olduğunu görürsünüz.
İkincisi ise şeyhlik, gavslık, kutupluk babadan oğula geçmez, kimse makamla doğmaz.
İstidatda babadan oğlua pek geçmez binde bir çıkar.
S...... Sahibi olmakta babadan oğula geçmez binde bir çıkar. Ama tasarruf sahibi olmak babadan oğula geçer ve ibadet ehli olmasada olağanüstü hal ve özellikler insanda oluşur.
Buna en güzel örneği menzil şeyhleri ve yılancı hacılar oluşturur. Ünlü yılancı hacı içki içen bir insan olduğu halde okuduğu yılana ve zehire tesir etmektedir ve bu özellikleri babadan oğula geçmektedir.

İnsanları hataya düşüren kazanmış oldukları tasarruf yada istidat ( doğuştanda gelebilir ) ile hissiyatın birleşmesi sonucu kabul ettikleri ilham, his, kalbi keşf, keşf gibi hallerdir.
Said nursi burda aldığı ilhama Allah'tan demiştir halbuki ilhamı peri şahlarından padişah yusuftandır.
haydar baş almış olduğu ilhamla kendini evliya, sahibul zaman ve mehdi resul ilan etmiştir ama aldığı ilham şeytandandır.
Menzil şeyhleri almış oldukları ilhamla gavslığı kendilerine tapulamış ve babadan oğula geçirmeye kalkmışlardır halbuki aldıkları ilham cinlerden ve cin ruhanilerindendir.
Bu gibi durumlarda beş zümre hataya düşmekten kurtulabilir, biri gelen hiçbir ilhamı feyzi önemsemeyen kayıtsız şartsız Asrı Saadet 'e Teslim olan insanlar ( bizlerin insanları getirmeye çalıştığı nokta ), ikincisi M.... V...... İlmine sahip insanlar, üçüncüsü İlmi İsmet Sahipleri, dördüncüsü M...... Sahibi insanlar, beşincisi İ.... İ..... Sahibi insanlar.
Bunlardan M.... V..... İlmi Şerifine Sahip olanlar Alimdirler. M...... Sahibi Hazretler Alimdirler. İlmi İsmet Sahibi insanlar, İ.... İ...... Sahibi insanlar ve kayıtsız şartsız Asrı Saadet'e teslim olan insanlar ise Alimde olabilir cahilde.
Kökü Peygamberimiz'e Dayanan Nakli bırakarak kökünün nerden geldiği belli olmayan ilham, his ve keşf gibi hallere giderek onlara inanan insanlar batmaya ve kendileri ile etraflarını batırmaya mahkumdurlar.

İşte onların düşeceği hal Ayeti Şerife'de Bahsedilendir :

40. Allah'ın, onları hep birden toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?" diyeceği günü bir hatırla!

41. (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."
güncel. güzel.
 
güncel
 
Selami aleykum kıymetli kardeşlerim.

Bakın,tek başına bu yazı bile Ulvi hocamızın tarih boyunca İslami ilimlerin içinden çıkamadığı bazı problemleri bir sayfada açıklamış olması onun nekadar büyük bir İslam gizli ilimler alimi olduğunu göstermektedir.
Bu yazıyı okuyan en insaflı ilim ehli bunu itiraf eder.

Bunlar acizane benim müşahede ettiklerim
En doğrusunu Allah bilir.
 
Üst Alt