Hatem Hoca
Er
Dünden bu yana hayatımda ilginç olaylar gerçekleşmekte. Önce bir sayın üyemizin bana linkini atarak göstermesi sonucu bazı bloglarda kendi adımın ve şimdiye kadar hiç bir olayda ağzını açmamış ve tek kelime bile etmemiş sayın medyum ipek hocanın adının bizden habersiz geçtiğini gördüm. Anladımki sayın haydarı kerrar sahtekarı ve saz ekibine kimse güvenemez. Rezil insanlar sadece sizden habersiz arkanızdan size iftira atıp, sonrada hiç birşey dememişler gibi insanlara dini vaaz vermeye çalışan insanlar.
Bu olaylarda bana sayın ulvi hocaların ne kadar haklı olduklarınıda göstermiş oldular.
Demek ki ilmi olmayan, kitaplardaki kuru bilgiyi ilimmiş ve alimlikmiş gibi aksettiren sahtekar insanlar topluluğu vardı karşımızda. Bu insanlarda sayın ulvi hocalar ve bizler gibi ilminde başarılı insanları lekeleyebilmek için her türlü seviyesizliği yapabilen insanlardı.
Bu insanlar kitaplardaki kuru bilgiyi aktarıyorlarda, o kitapları yazan insanların görüştükleri alem ve varlıklarla görüşemiyorlar. Bu alimlik değil.
Konuyu fazla uzatmak istemiyorum bu olaylar bizim şimdiye kadar kullanmadığımız ve ikinci plana attığımız sayın ulvi hocaların bize göstermiş oldukları ilimleri kullanma hissimizi tetiklemiş olacakki ilk defa bugün üç tane insanda kullandık.
Bu insanlar cinlenmiş, açıktan gören ve açıktan boğulan hatta kurtulabilmek için bugün bir tanesinin intihar etmeye kalktığı üç ayrı insan. Şimdiye kadar gittikleri hoca ve medyumlar ( yani havasçılar ) sadece paralarını almış geçici rahatlama sağlamış ama iki gün sonra bu insanlar aynı sıkıntıyı tekrar çekmeye başlamışlar.
Sayın ulvi hocaların bize kullanmış olduğu ilmi bu üç hastada kullandık.
Sayın ulvi hocaların bize öğrettiği ilmi kullanır kullanmaz ilk bir kaç dakika içinde muntazam bir düzelme oldu. İntihar etmeye çalışan hasta konuşmaya ve gülmeye başladı. İntihardan vazgeçti. Bu hastada sayın ulvi hocaların gösterdiği ilimleri kullanarak görüntüyü açtım ve kapayabildim anlık. Sıkıntılı insanı boğan ve intihar etmeye zorlayan cinleri hatem efendiyi kullanmadan sıkıntıdaki insana seyrettire seyrettire hastanın gözü önünde diz çöktürdüm ve özür dilettirdim.
Dahada ötesi Bu insana musallat olan cinlerin reisinin tacını elinden alarak kendime taktım, hiç biri itiraz edemedi. Kısa süre sonra geri verdim. Yani kısa sürelide olsa cin padişahı oldum.
Manen kabeye gidip tavaf edebildim ve kabede hacerül esvedin önünde diz çöküp oturdum. Ve bunu yaparken sıkıntıdaki insanıda yanımda taşıyarak onunda gitmesini ve beni görmesini sağladım. Bu insanda benimle beraber kabeyi tavaf etti.
Hayal desem aynı hayali iki kişi görmez gerçekti.
Bugün şunu keşfettim ki sayın ulvi hoca bana gösterdiği ilimlerle bugün üç kişinin daha hayatının kurtulmasına vesile olmuştu.
Ve ben bugün şimdiye kadar sayın ulvi hocaların bize gösterdiği ilimleri şimdiye kadar sıkıntıdaki insanlarda kullanmamış olduğuma bin pişman oldum.
Ve sayın ulvi hocaların ilminin derinliğine ve büyüklüğüne bir kere daha hayran kaldım.
Bükemediğin bileği öpeceksin, yiğide vuracaksın hakkını yemeyeceksin.
yaşınız bizden çok daha gençmiş sayın ulvi hoca öğrendiğim kadarıyla ama ilim, olgunluk, basirette bizden çok daha büyüksünüz.
Ellerinizden öpüyorum ve yaşayanlar içinde tek kalem ulvi dir diyorum.
Daha iyisi yok.
Bu olaylarda bana sayın ulvi hocaların ne kadar haklı olduklarınıda göstermiş oldular.
Demek ki ilmi olmayan, kitaplardaki kuru bilgiyi ilimmiş ve alimlikmiş gibi aksettiren sahtekar insanlar topluluğu vardı karşımızda. Bu insanlarda sayın ulvi hocalar ve bizler gibi ilminde başarılı insanları lekeleyebilmek için her türlü seviyesizliği yapabilen insanlardı.
Bu insanlar kitaplardaki kuru bilgiyi aktarıyorlarda, o kitapları yazan insanların görüştükleri alem ve varlıklarla görüşemiyorlar. Bu alimlik değil.
Konuyu fazla uzatmak istemiyorum bu olaylar bizim şimdiye kadar kullanmadığımız ve ikinci plana attığımız sayın ulvi hocaların bize göstermiş oldukları ilimleri kullanma hissimizi tetiklemiş olacakki ilk defa bugün üç tane insanda kullandık.
Bu insanlar cinlenmiş, açıktan gören ve açıktan boğulan hatta kurtulabilmek için bugün bir tanesinin intihar etmeye kalktığı üç ayrı insan. Şimdiye kadar gittikleri hoca ve medyumlar ( yani havasçılar ) sadece paralarını almış geçici rahatlama sağlamış ama iki gün sonra bu insanlar aynı sıkıntıyı tekrar çekmeye başlamışlar.
Sayın ulvi hocaların bize kullanmış olduğu ilmi bu üç hastada kullandık.
Sayın ulvi hocaların bize öğrettiği ilmi kullanır kullanmaz ilk bir kaç dakika içinde muntazam bir düzelme oldu. İntihar etmeye çalışan hasta konuşmaya ve gülmeye başladı. İntihardan vazgeçti. Bu hastada sayın ulvi hocaların gösterdiği ilimleri kullanarak görüntüyü açtım ve kapayabildim anlık. Sıkıntılı insanı boğan ve intihar etmeye zorlayan cinleri hatem efendiyi kullanmadan sıkıntıdaki insana seyrettire seyrettire hastanın gözü önünde diz çöktürdüm ve özür dilettirdim.
Dahada ötesi Bu insana musallat olan cinlerin reisinin tacını elinden alarak kendime taktım, hiç biri itiraz edemedi. Kısa süre sonra geri verdim. Yani kısa sürelide olsa cin padişahı oldum.
Manen kabeye gidip tavaf edebildim ve kabede hacerül esvedin önünde diz çöküp oturdum. Ve bunu yaparken sıkıntıdaki insanıda yanımda taşıyarak onunda gitmesini ve beni görmesini sağladım. Bu insanda benimle beraber kabeyi tavaf etti.
Hayal desem aynı hayali iki kişi görmez gerçekti.
Bugün şunu keşfettim ki sayın ulvi hoca bana gösterdiği ilimlerle bugün üç kişinin daha hayatının kurtulmasına vesile olmuştu.
Ve ben bugün şimdiye kadar sayın ulvi hocaların bize gösterdiği ilimleri şimdiye kadar sıkıntıdaki insanlarda kullanmamış olduğuma bin pişman oldum.
Ve sayın ulvi hocaların ilminin derinliğine ve büyüklüğüne bir kere daha hayran kaldım.
Bükemediğin bileği öpeceksin, yiğide vuracaksın hakkını yemeyeceksin.
yaşınız bizden çok daha gençmiş sayın ulvi hoca öğrendiğim kadarıyla ama ilim, olgunluk, basirette bizden çok daha büyüksünüz.
Ellerinizden öpüyorum ve yaşayanlar içinde tek kalem ulvi dir diyorum.
Daha iyisi yok.