Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Resulullah(S.A.V.)’ın Ağlaması ve Gülmesi…

Resulullah(S.A.V.)’ın Ağlaması ve Gülmesi…

Bismillahirrahmanirrahim


Resulullah nelere ağladı, nelere güldü? Allah Resulü (sav) insanların
çok gülmesini hoş görmezdi. "Allah'a yemin olsun ki, eğer benim
bildiğimi siz de bilseniz, az güler çok ağlardınız. Yataklarda
kadınlardan lezzet almazdınız. Yollara, çöllere dökülür, (belanızın
def'i için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz." (Tirmizi, İbn Mâce)




Gözyaşı cennete vesiledir!

Allah korkusundan dolayı ağlayan kişiyi, Allah, cennetle
mükâfatlandırır. "Allah korkusundan dolayı ağlayan kişi (hayvanın
memesinden çıkan) süt memeye dönünceye kadar, cehenneme girmez."
(Tirmizi, Nesai)

Efendimiz (sav) hataları için ağlayanların kurtuluşa ereceğini müjdelemiştir. (Tirmizi)

Efendimiz (as), bir bulut görecek olsa tedirgin olurdu ve bu yüzünden
anlaşılırdı. Bunun sebebini ise, bir azabın gelme ihtimali ve geçmiş
milletlerin görülen bulutlar sonrası azaba duçar olmasını hatırlatırdı.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Efendimiz şöyle buyurmuştur: "İki göz vardır ki, onlara ateş değmez:
Allah için ağlayan göz ile Allah yolunda uyanık sabahlayan göz."
(Tirmizi)

Çok gülmek kalbi karartır!

Allah Resulü (sav) mütebessim idi. Ancak kahkaha atmaz, çok gülmezdi.
"Çok gülme zira çok gülmek kalbi karartır" buyurmuştur. (Tirmizi, İbn
Mâce)

Hz. Aişe (ra) şöyle söylemiştir: "Ben Resûlullah (sav)'ı ciddi bir
şekilde, küçük dili görünecek derecede güldüğünü görmedim. O sadece
tebessüm ederdi." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi) Gülerken bazen
gözlerini hafifçe yumardı. Dişleri dolu tanesi gibi parlardı. (Taberânî)

Resulullah'tan daha mütebessim kimse yoktu!

Sahabeden Abdullah bin Haris ise şöyle demiştir: "Resûlullah (sav)'dan
daha çok tebessüm eden birini görmedim." buyurmaktadır. (Tirmizi)

Allah Resulü (sav), bir şeye sevindiği zaman, mübarek yüzü ay gibi parlardı. (Buhari, Müslim, Ebu Davut, Nesai, Tirmizi)

Efendimiz (sav) dünya ve nimetlerine dalmaz, bu konuda ashabını
uyarırdı. Çok gülmenin iyi olmadığını hatırlatırdı. "Vallahi eğer benim
bildiklerimi bilseniz, az güler çok ağlarsınız..." buyurmaktadır.
(Tirmizi)

Müslüman'ın din kardeşine tebessüm etmesi de bir iyiliktir. (Buhari, Müslim, Tirmizi)

Resûlullah'ı güldüren bazı olaylar

Ramazan ayında dayanamayıp eşiyle birlikte olan bir sahabi, Peygamber
Efendimiz (sav)'a gelir ve "Ben helak oldum" der. Durumu öğrenen Allah
Resulü (sav) ile arasında şu diyalog geçer:

-Azad edecek bir köle bul.

-Ya Resûlullah (sav) buna gücüm yetmez.

-Öyleyse üst üste iki ay oruç tut.

-Ya Resûlullah! Zaten başıma gelen bu yüzdendir. Dayanamam.

-Öyleyse altmış fakiri doyur.

-Bunu yapacak gücüm yok.

-Otur bekle bakalım.

Az sonra içi hurma dolu büyükçe bir sepet gelir. Efendimiz (sav), az önceki adama:

-Bu sepeti al, fakirlere sadaka olarak ver.

Adam:

-Ya Resûlullah! Vallahi Medine'nin şu iki kayalığı arasında benden daha fakiri yoktur.

Bunu duyan Peygamber Efendimiz (sav) uzun uzun güldüler ve:

-Öyleyse bunu al, ailene yedir. (Buhari, Müslim, Muvatta, Ebu Davud, Tirmizi)

Devrilen kâfir!

Sa'd bin Ebi Vakkas (ra) anlatıyor: Uhud savaşında Resûlullah (sav) ile beraberdim. Ok torbasındaki okları bana veriyor ve:

-At! Anam babam sana feda olsun, at! diyordu.

Bir Müslüman'a saldıran müşriklerden birini görünce, nişan alıp ona bir
ok fırlattım. Yan tarafından okun isabet etmesi üzerine, adam yere
yığıldı. Ancak yere öyle bir şekilde yığıldı ki hali çok komikti.
Resûlullah (sav) bunu görünce yan dişleri görünecek şekilde güldü.
[Buhari, Müslim]

Ebu Zer (ra) anlatıyor!

Peygamber Efendimiz (as): "Ben, Cennet'e ilk önce girecek olan adam ile
en son girecek olan şahsı yakinen bilirim. Kıyamet gününde, bir adam
hesap mahalline getirilip, Allah tarafından meleklere:

"Onun büyük günahlarını gizleyerek, kendisine, küçük günahlarını birer birer gösterin!" denir.

Melekler de, bu adamın büyük günahlarını gizleyerek:

"Sen, derler, filan senenin, şu gün, şu saatinde, şöyle günah işlemişsin!

Adamcağız, bu suçlarını dili ile ikrar eder; inkâr etmez. Fakat tam
büyük günahlarının da hesabının sorulacağı korku ve tedirginliği içinde
iken denir ki:

"Bu kuluma, işlediği bütün günahlarının yerine sevap verin."

Adamcağız, hiç de beklemediği bir şekilde, ceza yerine mükâfatla karşılaşınca, tamahkârlığı tutarak:

"Benim daha birçok büyük günahlarım vardı, amel defterinde onları göremiyorum!

Ebu Zer (ra) der ki, Bu adamın tavrı karşısında, Peygamber Efendimiz (as), dişleri görünecek derecede güldüler. (Tirmizi)

ALLAH 'a en sevimli gelen iki damla ve iki iz!

"ALLAH'a iki damla ve iki izden daha sevimli yoktur. İki damlaya
gelince, ALLAH korkusundan ağlayan gözyaşı ile ALLAH yolunda akıtılan
kan damlası...

İki iz ise ALLAH yolunda savaşanın ayak izi ile ALLAH 'ın farzlarından
herhangi birisini yerine getirmek için atılan adımın ayak izidir."
(Tirmizi)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
:52:
 
Üst Alt