Yas: 110
Basra Cephesi ve Sakarya Savasi'na katildi
Eskisehir'de kizlariyla birlikte yasiyor
Gazi Yakup Satar Ruslara karsi ayaklanan Kirim Tatarlari'nin önderlerinden birinin torunu. Bes yasindayken Kafkasya üzerinden dört ay süren bir yolculuk sonrasinda Eskisehir'e gelmisler. Annesini Kirim'da kaybetmis. Ruslarla çarpisirken aldigi yaralari bir türlü iyilesmeyen babasi Ziya Bey de Eskisehir'e vardiktan bir müddet sonra ölünce yapayalniz kalmis bu dünyada. 1311 (1893) dogumlu. Ama nüfus kagidinda 1316 yaziyor.
19'uncu yüzyilin sonu ile 20'inci yüzyilin basini çok iyi hatirliyor: Dag tas silahli adamlarla doluydu. O yillarda Kars Ruslarin isgali altinda oldugundan biz Batum'da bir gemiye binerek Trabzon'a çiktik. Oradan Eskisehir'e geldik.
GiZLi GAZCI BiRLigiNE SEÇiLDiM BAgDAT'A GiTTiM
Yakup 1915'te askere gitmis. O istanbul'da acemi birligindeyken Çanakkale Savasi sürmekteymis. Acemi birliginde egitimi tamamladiklari gün tugaya Alman komutanlar gelmis. Almanlar tugayin içinde 200 askeri tek tek seçerek digerlerinden ayirmis istanbul'un disinda bir kislada yeniden egitime alinmislar: Alman mali özel elbiseler giydirdiler bize. Maskelerimiz vardi takiyor birbirimize bakip kahkahayi basiyorduk.Maskeler özel giysiler sirtta tasinan tüpler içinde barut olmayan roketler. Yeni kurulan birligin adinin Gazcilar oldugunu ögreniyorlar. Roketlerin ve tüplerin içinde zehirli gaz oldugunu mermi yerine düsmana gaz firlatacaklarini anlatiyor Alamanlar... Ama bu özel görevlerini kimseye anlatmayacak mektuplarda yazmayacaklardir.
Özel kuvvetlerin içinden seçilen 50 asker diger ekiplerden izole edilerek trenlere bindirilip Bagdat'a gönderiliyor.
Bagdat'a vardik çadirlarimizi kurup ekipmanlarin gelmesini bekledik aylarca. Diger askerlerle görüsmemiz de yasakti. Alti ay sonra istanbul'dan bir emir geldi zehirli gaz kullanilmasi yasaklanmisti. O sirada ingilizler Basra'ya dogru ilerliyordu. Bizi silahlandirip Basra'ya gönderdiler. Ben makineli tüfek egitimi de aldigim için elimde Alman mali gicir gicir bir makine vardi. Harp basladiginda çöl rüzgarlarinin uçurdugu kumlardan önümüzü göremiyorduk.
Yakup Satar Basra'daki savasta kolundan yaralanmis. Alay komutani askerlere sürekli Kusatildik cenuptan bir hatti yararsak kurtuluruz diyormus. Ama tüm gayretlere ragmen kusatmayi yarmak mümkün olmamis. ingilizlere elinde beyaz bayragi olan bir elçi göndererek ertesi sabah teslim olacaklarini bildirmisler. O gece tüfeklerini birbirine çatarak yatmislar. Düsmanin eline geçmesin diye atlari ve katirlari kesmisler. Toplarin kamalarini çikarip kullanilmaz hale getirmisler. safakta teslim olmuslar. Ve esaret günleri baslamis.
DiKENLi TELLERi AsTI KARsI TARAFA GEÇTi
Arabistan'da bir esir kampina götürülmüsler. Bilegiyle dirsegi arasindan aldigi kursun yarasi agirmis. Kolunu kesecegiz demisler. O sirada bir ingiliz hemsire gelmis. 85 yil önceki bu anisini bakin hasil hatirliyor: Çantasindan hususi bir merhem çikardi. Onu sabah aksam kolumdaki yaranin üzerine tatbik etti..Sahra hastanesinde 64 gün kaldim. iyilestim.
ingiliz esirlerle degis tokus edildikten sonra istanbul'a gitmisler. Tutsakliginda olup bitenlerden haberi olmadigi için istanbul'a dogru yola çikmadan önce esir bir çölden özgür bir sehre gittiklerini zannediyormus. Oysa Mütareke Zamanlarinin istanbul'unun esir çölden bir farki yokmus: Her yanda uzun süngülü lacivert ve kirmizi redingotlu ingiliz askerleri dolasiyordu...
Anadolu'da direnisin basladigi haberleri gelince ümitlenmis. Bilecik üzerinden yürüyerek Eskisehir'e gitmis. Eskisehir yakinlarinda bir istasyonda trenler dolusu gencin Mustafa Kemal'in ordusuna katilmak için yola çiktigini görünce yaziciya gidip künyesini okumus ve ilk trenle cepheye dogru yola çikmis. Usta asker oldugu için makineli tüfek mangasinin basina geçmis
üsmanla aramizda dikenli teller vardi. Telleri bir yerinden keserek geceyarisi karsi mevzilerin yakinlarina geldik. Ben manganin basindaydim. Elimizde sadece dört mitralyöz vardi. Ama 12 kisiydik. Birimiz ölünce mitralyöz öksüz kalmasin diye. Geriye iki asker kaldik ama dört mitralyözle döndük.
Savastan sonra Eskisehir'de bakkal firinci arabaci olarak hayatini kazanmis. Soyadi kanunu çiktiginda ticaretle ugrastigi için Satar soyadini almis. Huriye Hanim'la evlenmis. Besi kiz biri erkek alti çocuklari olmus. Esini alti yil önce kaybetmis. Kizlari Zekiye Tali ve Meliha Isikata babalarina özenle bakiyor. Pamuk sakallari bes yildir gençlik günlerinde oldugu gibi siyahlanmaya baslamis. Agzinda yeni çikan bes süt disi inci gibi parliyor. Vedalasirken bizi mars söyleyerek ugurluyor.
HAiNLERiN BEsi KURsUNA DiZiLDi KALANLARI MUSTAFA KEMAL AFFETTi
istiklal Mahkemeleri kuruldu ve kaçaklarin idam edilecegi ilan edildi. Bir sabah Polatli yakinindaki tugayimizda tüm askerlerin kamp meydanina toplanmasi emredildi. Genç çaki gibi bir yüzbasimiz vardi. Çizmelerinin topuklarini birbirine vurarak meydanin ortasina dogru ilerledi. Kükreyen bir sesle 15 asker kaçagi 15 sefil 15 vatan haini bu günün gecesini göremeyecek. Savas meydaninda aslanlar gibi çarpismadiklari arkalarina bakmadan kaçtiklari için rezil bir çakal gibi yok olup gidecekler dedi. Silahli muhafizlarin arasinda meydana dogru 15 adam getirildi. Hepsine beyaz kefenler giydirilmis boyunlarina yaftalar asilmis gözleri baglanmisti. Yüzbasinin isaretiyle önce bes kisi meydanin ortasina getirildi. Karsilarina mitralyözlü bir asker dikildi. Komutan kolunu gökyüzüne dogru kaldirdi. Ben gözlerimi ve kulaklarimi kapadim. Bu manzarayi görmek ve duymak istemiyordum. Mitralyözün sesi duyuldu. Gözlerimi açtigimda kaçaklarin bedenlerinin havalarda uçustugunu gördüm. Komutan yine muhafizlara dönerek ayni hareketi yapti. Tugayda çit çikmiyordu. Bes kaçak asker daha meydana çikarildi. Baska mitralyözlü geçti karsilarina ve vaziyet aldi. Bu sirada tugay komutanimiz agir adimlarla yüzbasinin bulundugu noktaya dogru yürüdü. Elini havaya kaldirdi ve üstüne basa basa Baskomutanimiz Mustafa Kemal Pasa bu korkak hainlerin canini bagisliyor. Derhal götürün bunlari bu temiz ve serefli meydandan... dedi.
Basra Cephesi ve Sakarya Savasi'na katildi
Eskisehir'de kizlariyla birlikte yasiyor
Gazi Yakup Satar Ruslara karsi ayaklanan Kirim Tatarlari'nin önderlerinden birinin torunu. Bes yasindayken Kafkasya üzerinden dört ay süren bir yolculuk sonrasinda Eskisehir'e gelmisler. Annesini Kirim'da kaybetmis. Ruslarla çarpisirken aldigi yaralari bir türlü iyilesmeyen babasi Ziya Bey de Eskisehir'e vardiktan bir müddet sonra ölünce yapayalniz kalmis bu dünyada. 1311 (1893) dogumlu. Ama nüfus kagidinda 1316 yaziyor.
19'uncu yüzyilin sonu ile 20'inci yüzyilin basini çok iyi hatirliyor: Dag tas silahli adamlarla doluydu. O yillarda Kars Ruslarin isgali altinda oldugundan biz Batum'da bir gemiye binerek Trabzon'a çiktik. Oradan Eskisehir'e geldik.
GiZLi GAZCI BiRLigiNE SEÇiLDiM BAgDAT'A GiTTiM
Yakup 1915'te askere gitmis. O istanbul'da acemi birligindeyken Çanakkale Savasi sürmekteymis. Acemi birliginde egitimi tamamladiklari gün tugaya Alman komutanlar gelmis. Almanlar tugayin içinde 200 askeri tek tek seçerek digerlerinden ayirmis istanbul'un disinda bir kislada yeniden egitime alinmislar: Alman mali özel elbiseler giydirdiler bize. Maskelerimiz vardi takiyor birbirimize bakip kahkahayi basiyorduk.Maskeler özel giysiler sirtta tasinan tüpler içinde barut olmayan roketler. Yeni kurulan birligin adinin Gazcilar oldugunu ögreniyorlar. Roketlerin ve tüplerin içinde zehirli gaz oldugunu mermi yerine düsmana gaz firlatacaklarini anlatiyor Alamanlar... Ama bu özel görevlerini kimseye anlatmayacak mektuplarda yazmayacaklardir.
Özel kuvvetlerin içinden seçilen 50 asker diger ekiplerden izole edilerek trenlere bindirilip Bagdat'a gönderiliyor.
Bagdat'a vardik çadirlarimizi kurup ekipmanlarin gelmesini bekledik aylarca. Diger askerlerle görüsmemiz de yasakti. Alti ay sonra istanbul'dan bir emir geldi zehirli gaz kullanilmasi yasaklanmisti. O sirada ingilizler Basra'ya dogru ilerliyordu. Bizi silahlandirip Basra'ya gönderdiler. Ben makineli tüfek egitimi de aldigim için elimde Alman mali gicir gicir bir makine vardi. Harp basladiginda çöl rüzgarlarinin uçurdugu kumlardan önümüzü göremiyorduk.
Yakup Satar Basra'daki savasta kolundan yaralanmis. Alay komutani askerlere sürekli Kusatildik cenuptan bir hatti yararsak kurtuluruz diyormus. Ama tüm gayretlere ragmen kusatmayi yarmak mümkün olmamis. ingilizlere elinde beyaz bayragi olan bir elçi göndererek ertesi sabah teslim olacaklarini bildirmisler. O gece tüfeklerini birbirine çatarak yatmislar. Düsmanin eline geçmesin diye atlari ve katirlari kesmisler. Toplarin kamalarini çikarip kullanilmaz hale getirmisler. safakta teslim olmuslar. Ve esaret günleri baslamis.
DiKENLi TELLERi AsTI KARsI TARAFA GEÇTi
Arabistan'da bir esir kampina götürülmüsler. Bilegiyle dirsegi arasindan aldigi kursun yarasi agirmis. Kolunu kesecegiz demisler. O sirada bir ingiliz hemsire gelmis. 85 yil önceki bu anisini bakin hasil hatirliyor: Çantasindan hususi bir merhem çikardi. Onu sabah aksam kolumdaki yaranin üzerine tatbik etti..Sahra hastanesinde 64 gün kaldim. iyilestim.
ingiliz esirlerle degis tokus edildikten sonra istanbul'a gitmisler. Tutsakliginda olup bitenlerden haberi olmadigi için istanbul'a dogru yola çikmadan önce esir bir çölden özgür bir sehre gittiklerini zannediyormus. Oysa Mütareke Zamanlarinin istanbul'unun esir çölden bir farki yokmus: Her yanda uzun süngülü lacivert ve kirmizi redingotlu ingiliz askerleri dolasiyordu...
Anadolu'da direnisin basladigi haberleri gelince ümitlenmis. Bilecik üzerinden yürüyerek Eskisehir'e gitmis. Eskisehir yakinlarinda bir istasyonda trenler dolusu gencin Mustafa Kemal'in ordusuna katilmak için yola çiktigini görünce yaziciya gidip künyesini okumus ve ilk trenle cepheye dogru yola çikmis. Usta asker oldugu için makineli tüfek mangasinin basina geçmis
Savastan sonra Eskisehir'de bakkal firinci arabaci olarak hayatini kazanmis. Soyadi kanunu çiktiginda ticaretle ugrastigi için Satar soyadini almis. Huriye Hanim'la evlenmis. Besi kiz biri erkek alti çocuklari olmus. Esini alti yil önce kaybetmis. Kizlari Zekiye Tali ve Meliha Isikata babalarina özenle bakiyor. Pamuk sakallari bes yildir gençlik günlerinde oldugu gibi siyahlanmaya baslamis. Agzinda yeni çikan bes süt disi inci gibi parliyor. Vedalasirken bizi mars söyleyerek ugurluyor.
HAiNLERiN BEsi KURsUNA DiZiLDi KALANLARI MUSTAFA KEMAL AFFETTi
istiklal Mahkemeleri kuruldu ve kaçaklarin idam edilecegi ilan edildi. Bir sabah Polatli yakinindaki tugayimizda tüm askerlerin kamp meydanina toplanmasi emredildi. Genç çaki gibi bir yüzbasimiz vardi. Çizmelerinin topuklarini birbirine vurarak meydanin ortasina dogru ilerledi. Kükreyen bir sesle 15 asker kaçagi 15 sefil 15 vatan haini bu günün gecesini göremeyecek. Savas meydaninda aslanlar gibi çarpismadiklari arkalarina bakmadan kaçtiklari için rezil bir çakal gibi yok olup gidecekler dedi. Silahli muhafizlarin arasinda meydana dogru 15 adam getirildi. Hepsine beyaz kefenler giydirilmis boyunlarina yaftalar asilmis gözleri baglanmisti. Yüzbasinin isaretiyle önce bes kisi meydanin ortasina getirildi. Karsilarina mitralyözlü bir asker dikildi. Komutan kolunu gökyüzüne dogru kaldirdi. Ben gözlerimi ve kulaklarimi kapadim. Bu manzarayi görmek ve duymak istemiyordum. Mitralyözün sesi duyuldu. Gözlerimi açtigimda kaçaklarin bedenlerinin havalarda uçustugunu gördüm. Komutan yine muhafizlara dönerek ayni hareketi yapti. Tugayda çit çikmiyordu. Bes kaçak asker daha meydana çikarildi. Baska mitralyözlü geçti karsilarina ve vaziyet aldi. Bu sirada tugay komutanimiz agir adimlarla yüzbasinin bulundugu noktaya dogru yürüdü. Elini havaya kaldirdi ve üstüne basa basa Baskomutanimiz Mustafa Kemal Pasa bu korkak hainlerin canini bagisliyor. Derhal götürün bunlari bu temiz ve serefli meydandan... dedi.