Ailenin en sevimli erkek evladı. Mekke sokaklarında gezerken herkes mendil sallıyor. Panjurlar açılıyor herkes sağdan soldan ona bakıyor. Ve bir gün Habbabın eline düşüyor. Bu görkemli bu gökçek yüzlü delikanlı. Bu Musab Bin Umeyrdir. annesi tarafından zincire vurulur. Dayısı tarafından eziyet edilir. Ama 17 18 yaşında sizin yaşınızda. Nefsinin fatihi. Benliğinin fatihi. Kendi iç dünyasının fatihi bu büyük insan. 17 18 yaşında hakikat güneşine gözlerini açan Onunla tanışır ver Onunla bütünleşir. Efendimiz (sav) i gördükten sonra da artık her şey bitmiştir. Mekkenin en zengin insanlarından birisidir. İzdivaç için belki hergün birkaç teklif vardır. Ama Allah Resulunu tanıdıktan sonra her şeyi kafasından çıkarıp atmıştır. Medineye bir muallime bir mürşide ihtiyaç var diyince de kalkıp Medine-i münevvereye gitmiş ve bir senede rakam büyüktür. 70 insanla Allah Resulunun yanına dönmüştür. Kadın erkek genç çocuk 70 insanla Allah Resulunun yanına dönmüş getirdiği insanlarla beraber Ona biat etmiştir. Huzuru risalet penahide ayakta dururken giyeceği bişey de kalmamıştır koca Musabın bir posta sarılmıştır. Allah Resulu hüzün dolu keder dolu tasa dolu inkisar dolu mubarek bakışlarını ona çevirerek parmağını da kaldırır yanında oturanlara şöyle der. Şu delikanlıya bakın mekkede herkes buna bakar imrenirdi. Şimdi şu anda giyecek elbisesi bile kalmadı. Böyle aşmıştı dünyayı. İradesiyle böyle şahlanmıştı. İkinci sene bedir üçüncü sene sarp bir kaya uhud karşılarına çıkmıştı. O gün o güne kadar yaptığı vefanın kat katını yapacaktı. Orduda kısmen İslam saflarında çatlama olunca iş başa düştü dedi bir taraftan Nesibe ismindeki kadın bir taraftan da genç Musab Allah Resulune kalkan kılıçlara elini kaldırıyor kolunu kaldırıyor ve başını uzatıyor. Kaldırdığı bir kılıç darbesiyle ağaç budar gibi Musabın bir kolunu aşağıya indirdi. Allah Resulune karşı öbür kolunu da kaldırdı. Öbürünü de indirince kendi içinden şöyle düşünüyordu. Resulullaha karşı Onu koruyacak tek şeyim kaldı boynum vur bir kılıç da deyip boynunu uzattı. Yere düştüğünde kafasının büyük bir kısmı da gitmişti. Birisinden dinlemiştim buradan ötesini yüzünü saklıyordu koca Musab. Koca Musab yüzünü saklıyordu ama konuşacak Halide yoktu. Son dakikalarını yaşıyordu. Kim bilebilirdi acaba Onun yüzünü neden yüzünü sakladığını. Resulu Ekrem Aleyselatü vesselam şerh etti. Buyurdular ki Musab hicabından yüzünü saklıyordu. Çünkü Bana söz vermişti. Hayatta oldukları sürece Beni koruyacak bana zarar dokundurmayacaklardı. Şimdi Rabbinden hicap içinde ben hayattayken hala dudaklarım kıpırdıyor. Ya Resullallaha bişey olursa ya Onun zülüflerine dokunurlarsa şerefle yaşadı. Hiçbir şeye takılmadı. İradesiyle her şeyi aştı Allahın izni ve keremiyle. Ve cenazesi üzerinde konuşuluyordu. Ya Resullallah üzerindeki urbayı kefen yaptık başını örttük ayakları açık kaldı. Ayaklarını örttük başı açık kaldı Habbab sonra şöyle rivayet edecek Musab benden çok daha hayırlıydı. Öldüğü zaman sarmak için kefen bulamadık başını örttük ayakları açık kaldı ayaklarını örttük başı açık kaldı. Neyleyelim Ya Resullallah dedik buyurdular ki avret mahallini örtün gömün